Duygudurum Bozuklukları çatısı altında yapılan araştırmaları bu yazımda derledim. Başta ülkemiz olmak üzere dünyada depresyon ve bipolar bozukluk gibi duygdurum bozukları ciddi bir artış göstermekte olup korkutucu derecelere doğru yükselmeye devam etmektedir. Ortalama 5 insandan birisi duygudurum bozukluğuna sahip iken, 6 kişiden birisi hayatları boyunca ağır depresyon geçirdiği söylenmekte. Ağır depresyona kapılan bireylerin intihar etmeye meyilli olduğunu da hatırlatalım. Dünyada son 45 yılda intihar ölümleri ciddi oranda artarken, her yıl intihar eden kişilerin çoğunluğunun depresyonda olduğu ve bu sayının da git gide arttığı bildirilmekte. Eğer duygudurum bozukluğu ne demek bilmiyor iseniz buradan öğrenebilirsiniz.
Yetişkinlerin %20,8’inin duygudurum bozukluğuna sahip olduğu gözlemlenmiştir.
Yetişkinlerin %16,6’sınının hayatlarının bir bölümünde majör depresyon geçirdiği gözlemlenmiştir.
Çocuklarda depresyon görülme sıklığı %3-5 arasında iken, ergenlerde ise %15-20 civarlarında.
Bireylerin sadece %37,4’ünün majör depresyon nöbetinin ardından bir yıl içinde tedaviye başvurduğu gözlemlenmiş.
Yetişkinler de yaklaşık %3,9’unda Bipolar bozukluk görülmektedir.
Dünya genelinde yaklaşık 60 milyon kişinin bipolar, 322 milyon kişinin ise depresyonda olduğu söyleniyor.
Depresyona yakalanma riski erkeklerde %10 (her 10 erkekten biri) iken, kadınlarda %20-25 ( her 4-5 kadından biri)
Her yıl 1 milyon fazla kişi intihar ediyor ve %70’nin depresyonda olduğu biliniyor.
Dünyada son 45 yılda intihar ölümleri %60 oranında arttı.
2016 Yılında ülkemizde 8 milyon 656 bin 513 kişi ruh ve sinir hastalıkları nedeniyle muayne oldu.
2015 Yılında ülkemizde 43 milyon 563 bin 596 kutu antideprasan tüketildi. Bu oran her yıl yaklaşık olarak %20 artmakta.
Avrupa’da 100 bin kişiye ortalama 9 psikiyatrist düşerken, bu durum ülkemizde 100 bin kişiye 2-3 psikiyatrist oranında.
Gördüğünüz gibi araştırmaları inceledeğimizde gün geçtikçe duygudurum bozukluklarına yakalanan insanların sayısı artmakta, varolan psikolog ve psikiyatrist sayıları da yetersiz gelmeye başlamıştır. Antidepresanlara yönelim de her geçen yıl artmaktadır. İnsanların yaşadığı çevre koşulları, günümüzde gerçekleşen ekonomik ve siyasi sıkıntılar başta olmak üzere zor dönemler, insan yaşam süresinin son yüzyılda giderek ve katlanarak artması, insan kalabalıklığı gibi bir çok faktör kişilerin yaşam amaçlarını bulamamasına veya kaybetmesine sebep olmakta ve bunun sonucunda da depresyon gibi duygudurum bozukluklarına yol açmaktadır.